29 Eylül 2010 Çarşamba

Ölümsüz (Z)



Ölümsüz (Z), Costa Gavras tarafından 1969 yılında Vassilis Vassilikos'un yazdığı aynı adlı bir romandan beyazperdeye uyarlanan siyasal serüven türünde bir Fransız filmidir.

Filmde, aslında ülke adı hiç geçmemesine karşın, Yunanistan'da 1963 yılında solcu milletvekili Gregoris Lambrakis'in öldürülmesi sonrasında gerçekleşen olaylar kurgulanarak yansıtılmaktadır. Eleştirmenlere göre film, 1967 ile 1974 arasında Yunanistan'da hüküm süren askeri yönetimi eleştirmektedir.

Filmin başında Fransızca olarak şu sözler görülür: "Gerçek olaylarla, sağ ya da ölü olsun gerçek kişilerle olan benzerlikler tesadüfi değildir. Her şey KASITLIDIR."

Filmin can alici sahnesinde, solcu milletvekili, bir salonda partililere yaptigi konuşmadan sonra sokağa çıkar. Bu sirada, polisin gözleri önünde, kendisine doğru gelen bir triportörün kasasında bulunan bir saldırgan kafasına sopayla vurarak ağır yaralar.

Filmin bitişinde akan yazıda ise filme emeği geçenlerin adları yerine askeri yönetimce yasaklanan her ne varsa onlar listelenir: barış hareketleri, grevler, sendikalar, erkeklerin saçını uzatması, The Beatles, pop müzik, Sofokles, Leo Tolstoy, Aeschylus, Socrates'ın eşcinsel olduğunu yazmak, Eugène Ionesco, Jean-Paul Sartre, Anton Çehov, Mark Twain, Samuel Beckett, sosyoloji, uluslararası ansiklopediler, özgür basın, modern matematik…

27 Eylül 2010 Pazartesi

Utriai Evi



Yeni haftaya, oldukca dikkat cekici bir mimari eserle baslayalim.



Bina Litvanya’nin Utriai sehrinde bulunuyor.



G.Natkevicius ve Ortaklari Mimari Burosu tarafindan dizayn edilmis. Evsahibi bir isadami, karisi ise dizayn egitimi goruyor.



Ev Minija Vadisi’nin manzarasina nazir 3 donumluk bir arazi icinde, 424 m2 olarak insaa edilmis.



Evin goruntusu, kocaman kutuklerden imal bir somineye veya evsahiplerinin tum varidatinin icinde oldugu, harekete hazir bir cesit Nuh’un Gemisi’ne benzetiliyor!



Fotograflar R. Urbakavičius

24 Eylül 2010 Cuma

Cumhuriyeti Afişleyen Adam, İhap Hulusi *



Ihap Hulusi adini duymayanlarimiz coktur. Duyanlarimiz ise “Hani şu Kulup Rakisi’nin etiketini cizen adam degil mi” der. Evet, O’dur ama daha da fazlasidir.

Imzasi

Ihap Hulusi, kullerinden dogmus bir milletin yokluk icinde ama umut dolu yeni devletinin, ilk grafik ve afiş sanatcisidir.

DHY !(Turkler o zaman da ucuyormus)

1898'de Kahire'de doğan İhap Hulusi, ilk ve orta tahsilini Kahire' nin İngiliz okullarında yaptı. 1920 yılında resim eğitimi görmek üzere Almanya'ya gitti. Tahsilini tamamlayıp yurda döndükten sonra Arapça, Almanca, İngilizce ve Fransızca bilmesi nedeniyle Dışişleri Bakanlığı'nda çalışması istendi, ancak o memuriyeti reddetti (Ailesinin zoruyla iki defa Disisleri’ne (Hariciye’ye) sokulup Ankara’ya gitmis, ilkinde 2 gun, ikincinde 3 ay dayanabilmis).

Evet bu da !

Akbaba Dergisi'nde Münif Fehim ve Ramiz'le birlikte çalıştı. Daha sonraları afiş çalışmalarına ağırlık veren İhap Hulusi, afişi yaparken "Buluş"un önemine değinerek "Seyredenlerin ilgisini çekmeli ve düşündürmeli" demis.

Yeni alfabenin kapağı

1927’de ilk siparisini Izmir’den aldi, Inci Dis Macunlari’nin “Reklam Resmi”ni yapti. 1929'da İstanbul'da ilk atölyesini kurduktan sonra Atatürk'ün siparişi üzerine Yeni Türk Alfabesi'nin kapağını tasarlayan İhap Hulusi, Ziraat Bankası, İş Bankası, Yapı ve Kredi, Garanti, Sümerbank, Emlak Kredi, Türk Ticaret Bankası, Maliye Bakanlığı (tahviller), Türk Hava Kurumu, Kızılay, Yeşilay, Tariş, Zirai Donatım Kurumu ve birçok özel kuruluşa çeşitli çalışmalarıyla hizmet verdi.

Fiyata dikiz !

1930’da, en bilinen eseri olan Kulüp Rakısı etiketini tasarladi. Etikette bulunan iki kisi hakkinda rivayet muhtelif olsa da (Ataturk’le Inonu vb.) soz konusu iki kisi bizzat Ihap Hulusi’nin kendisi (Yuzu donuk olan) ve arkadasi Sair, Milletvekili Fazıl Ahmet Aykaç’tan (Sirti donuk olan) baskasi degildir.



Tayyare Piyangosu (bugünkü adıyla Milli Piyango) idaresi için 45 yil (Afisler, biletler), Tekel İdaresi için 35 yıl (Sigara, icki etiketleri, afisler) çalışan İhap Hulusi, bu süreçte yurtdışında da adını duyurdu.



Bayer'in afiş ve etiketleri, Mısır'ın Tekel İdaresi, Devlet Demir Yolları ve şehir hatlarına ait ve ilanları, ünlü İngiliz viskisi John Haigh'ın, İtalyanların Cinzano ve Fernet Branca'sının afiş ve etiketleri İhap Hulusi tarafından yapıldı.

Misir Turizm Bakanligi icin yaptigi afislerden biri

Suluboya çalışmalarının yanı sıra, son yıllarında hat sanatını modernize ederek başarılı örnekler veren İhap Hulusi Görey, 27 Mart 1986'da İstanbul'da hayata gözlerini yumdu.



* Konu basligi bana ait degil. Ender Merter tarafindan, Ihap Hulusi hakkinda yazilan kitabin adi. Ender Merter neredeyse tek basina, Ihap Hulusi’yi unutturmamak icin cirpiniyor.

22 Eylül 2010 Çarşamba

Mükemmel Tesbih Örneği !



Yine mukemmel bir tesbih. Tabii ki Mustafa Unver.

Imame ve tepelikteki isciligi bakar misiniz !

Kirli beyaz/sari katalin cubuklardan, Ustadin maharetli elleriyle cekildi. Renk almis ust katmanin altindan sut beyazi bir renk meydana cikti.

Pullardaki halkalara dikkat !


Simdi bakmaya bile kiyilamiyor !

Tesbih, bu katalin cubuklardan cekildi...

20 Eylül 2010 Pazartesi

Raffles’a gidiyoruz…



Coktan beri yolculuga cikmadik, soyle Singapur’a dogru bir uzanalim isterseniz.



Bircok insan sadece bir binayi gormek, belirli bir lokantada yemek yemek, bir muzeyi gezmek icin seyahat ediyor. Singapur elbette tek basina da gorulmeyi hakeden bir yer ancak Singapur’un Raffles Hotel’i var.
Bu yolculugumuzda sadece Raffles Hotel’de kalmak, yarattigi geleneklerden bazilarini yasamak icin Singapur’a gidiyoruz.

Raffles Grill

Raffles Hotel, adini modern Singapur Sehri’ni kuran Sir Stamford Raffles’dan aliyor. Ilk olarak kolonyal tarzda 10 odali bir bungalow olarak 1887’de insa edilmis. 1899’da bugunku halini almis. Dunyanin en gelenek sahibi, luks ve muhtesem restoranlarina sahip otelleri arasinda hep ilk siralarda.



Ilk kuruldugunda deniz kiyisindaymis, su anda 500 m. kadar iceride kaliyor.



1930’lara kadar Asyalilar’in otele girmesi yasakmis. Daha sonra 1942’de Japonlar Singapur’u isgal ettiklerinde bu yasak otomatik olarak ortadan kalkmis !!! Isgal sirasinda Japonlar, otelin adini Syonan Ryokan (Jap. Guneyin Isigi Oteli-Aslinda bu isim daha guzelmis !) olarak degistirmisler.

Long Bar

Otel 1987’de Hukumet tarafindan Ulusal Anit olarak ilan edilmis. 1989’da, toplam 160 milyon dolara mal olan bir yenilemeye tabi tutulmus. 1995’de tekrar acilmis. Yenileme sirasinda tum odalar suit haline donusturulmus, ozel dokunmus el halilari ve antika parcalarla tefris edilmis, zeminleri tik agaci ile kaplanmis.16 Eylul 2007’de 120. kurulus yildonumunu kutlamis.

Raffles Suit

Otelin Elizabeth Taylor’dan Beyonce’ye, Rudyard Kipling’ten Kralice Elizabeth’e kadar bircok cok sohretli musterisi olmus dogal olarak.


Tiffin Room

Bu kadar eski bir otelin kendi geleneklerini yaratmasina sasmamak lazim. Tiffin da bunlardan biri.

Tiffin, somurge donemi Hindistani’nda dogmus bir kelime. Ogle yemegi veya gun icinde yapilan hafif atistirmalar icin kullaniliyor. Uzakdogu’da tiffin ikram edilen kafe veya lokantalara Tiffanys deniyor. Raffles Otel’in tiffinlari o kadar meshur ki, Otel’le tiffin kelimesi ozdeslesmis durumda. Otel’in ana yemek salonunun adi 1976’dan beri Tiffin Room. Bu bolum, otelin 1930’lardaki fotograflarina bakilarak ve o donemin ozellikleri goz onunde bulundurularak dizayn edilmis.

Singapore Sling

Raffles Otel’in alamet-i farikalarindan biri de Singapore Sling kokteyli. Singapore Sling’in mucidi, otelin meshur“Long Bar”inin barmeni Ngiam Tong Boon. Ilk olarak 1915’de yapilmis.

Bahcenin sakin bir kosesinde Singapore Sling yudumlamak...

Orijinal recete cesitli degisikliklere ugrayarak gunumuze dek gelmis ve dunya capinda sohret kazanmis. Kokteylin iceriginde Cin, Cherry Heering ve Bénédictine gibi likorler ve ananas suyu kullaniliyor.

Singapur'dan sevgilerle...

17 Eylül 2010 Cuma

Aykırı Türler...



Bugun aykiri canlilardan bahsedelim biraz. Aykiridan kastim, alisilmis ortaminin disinda yasayan. Bunlara en guzel ornek, tatli su foklari, tatli su yunuslari ve tuzlu su timsahlari (Himm, enteresanmis !)


Tatli Su Foklari

Halkali Saimaa Foku

Halkali Saimaa Foku (Pusa hispida saimensis): Soyu en cok tehlikede olan canlilar arasinda bulunuyor. Su anda sadece 260 bireylik bir nufusa sahip. Halkali Foklar Familyasindan. Finlandiya’nin Saimaa Golu'nde yasiyorlar. 11.000 yil onceki son buzul caginda olusan bu gollere sikisip kaldiklari dusunuluyor.
Yetiskin bir Saima Foku 85 ila 160 cm. arasinda bir uzunluga ve 40 ila 90 kg.arasinda bir agirliga sahip.



1955 yilindan beri koruma altindalar. 1983 yilinda sayilarinin 100-150 arasinda oldugu tahmin ediliyormus. Koruma calismalarinin ardina 2005 yilinda sayilari 270’e cikmis. Soylarinin tehdit altindan cikmasi icin en az 400 bireylik bir nufusa sahip olmalari gerekiyormus, cabalar da bu yonde.

Saimaa Golu

Saimaa bolgesinde 2-3 gunluk gemi turlari duzenleniyor. Finlandiya’nin essiz dogasi gorulmeyi hakediyor.


Ladoga Foku

Halkali Ladoga Foku (Pusa hispida ladogensis): Rusya’nin Kuzeybatisi’ndaki Ladoga Golu’nde yasiyorlar. Onlar da Halkali Foklar familyasindan. Halkali Saimaa Foku gibi, 11.000 yil onceki son buz caginda olusan Ladoga Golu’ne sikisip kaldiklari dusunuluyor.
20. yy. Basinda 20.000 olan nufuslari, buyuk olcude asiri avlanma nedeniyle, gunumuzde 2.000-3.000 bireye dusmus durumda. Soyu tehlikede olan canlilardan.



Yetiskin bir Ladoga Foku 150 cm. uzunlugunda 60-70 kg. agirliginda olabiliyor. 30-35 yil yasiyabiliyorlar.


Dunya tatlisi bir Baykal Foku

Baykal Foku (Pusa sibiric): Daha once bahsetmistim, kisaca yine bahsedeyim. Dunyanin en buyuk tatli su golu olan Baykal Golu’nde yasiyorlar. Yerel ismi Nerpa. Yetiskinlerinin boyu 130 cm. agirliklari ise 65-70 kg.’ye ulasabiliyor. Nerpalar’in nufusunun 60.000 dolayinda oldugu dusunuluyor. En buyuk tehdit kacak avcilik ve Goldeki kirlenme.



Tatli su foklarindan sonra dilerseniz olayi biraz daha heyecanli hale getirelim ve tatli su (ya da nehir) yunuslarina gecelim.

Nehir Yunuslari

Tatli su yunuslari, adlarinda da anlasilacagi uzere denizler yerine nehirlerde ve nehirlerin denizlere dokuldugu haliclerde yasiyor. Dunyada sadece Asya ve Guney Amerika’da bulunuyorlar. Tumu de turu tehlikede olan canlilar. Deniz yunuslarindan en buyuk farklari adeta bir gagayi andiran uzun agizlari, camurlu sularda yasamalari nedeniyle oldukca zayif olan gorme yetenekleri ve varla yok arasindaki sirt yuzgecleri. Toplam dort turleri var.

Ganj Yunusu

Ganj (Yerel: Susu, Lat. Platanista gangetica gangetica) ve Indus Yunusu (Yerel: Bulan, Lat. Platanista minor minor): Daha once iki farkli yunus turu olarak nitelendirilirlerken sonradan ayni turun alt turleri olarak siniflandirilmislar. Ganj Yunuslari, Ganj ve Brahmaputra nehirlerinin Hindistan, Banglades ve Nepal’deki kollarinda, Indus Yunusu ise Pakistan’daki Indus nehrinde ve kollarinda yasiyor.

Sol taraftaki Indus, sag taraftaki Ganj

Ganj ve Indus Yunuslari’nin, diger nehir yunuslarinda oldugu gibi, oldukca uzun ve ince, neredeyse gaga benzeri bir agizlari var. Neredeyse korler, sadece isigi algilayabiliyorlar. Yonlerini ve avlarini yolladiklari ses dalgalari yardimiyla buluyorlar.



Disileri erkeklerinden daha uzun oluyor: Disiler 2,4-2,6 m., erkekler 2-2,2 m. Kayitlara gecmis en yasli Ganj yunusu 28 yasindaki bir erkekmis.
Genellikle karides ve balikla besleniyorlar.



Nehirlerdeki hizli kirlenme, asiri balik avciligi, artan nehir trafigi, uzerlerindeki en buyuk tehdit. Afrodizyak oldugu dusunuldugu icin etleri icin de avlaniliyorlar.

Bize de biraz yer biraksaniz !




Amazon Yunusu

Amazon Yunusu veya genellikle Boto (Yerel: Bufeo, Bufeo Colorado, Boto Cor de Rosa, Boutu, Nay, Tonina veya Pembe Nehir Yunusu, Lat.: Inia geoffrensis): Nehir yunuslarinin en bilineni. Brezilya, Bolivya, Peru, Ekvador, Kolombiya ve Venezuella’ya dagilmis Amazon, Orinoco ve Araguaia/Tocantins nehirlerinde yasiyorlar. Boto’nun uc alt turu bulunuyor Amazon Havzasi (Madeira Bolgesi haric) Yunusu, Madeira Bolgesi Yunusu ve Orinoco Havzasi Yunusu.

Yasam Alanlari

En buyuk nehir yunusu olan Boto’larin en onemli ozelligi kafalarini 180 derece dondurebilmeleri. Oldukca kucuk bir sirt yuzgecleri, buna karsin oldukca buyuk kanat yuzgecleri ve buyuk bir kuyruklari var. Ustelik renkleri pembe !



2,5-3 m. civarinda boylari var ve erkekler genellikle disilerden daha buyuk oluyor. Beyinleri insan beyninden % 40 daha buyuk !



Baslica yiyecekleri balik, yengec, kucuk kaplumbalar ve kabuklular.



Boyle siradisi bir canlinin efsanelere konu olmasi cok normal. Amazon Nehri Havzasi’nda yaygin olarak anlatilan bir hikayeye gore Pembe Amazon Yunusu gece oldugunda yakisikli bir delikanliya donuserek kizleri bastan cikartiyor ve hamile birakiyormus. Sabah oldugunda da haydi tekrar nehre. Bir erkek yunusun cinsel organinin bir erkegin cinsel organina cok benzemesi nedeniyle boyle bir hikayenin dogmus olabilecegi soyleniyor. Bu efsanenin kiz babalari uzerinde ne derece etkili oldugunu cok merek ettim dogrusu.

Kacin oolum, kizin babasi geliyo...

Maalesef, dogal yasam alanlarinin kuculmesi ve kirlenmesi, asiri balik avciligi, yogun tekne trafigi ve kacak avcilik nedeniyle onlarin da turu tehlikede…







Denizde bir nehir yunusu

La Plata Yunusu veya Franciscana (Pontoporia blainvillei): La Plata’nin akli biraz karisik. Cunku bir nehir yunusu olmasina ragmen Guney Amerika’nin guneydogusunda, nehirlerin Atlas Okyanusu’na buyuk halicler yaptigi bolgelerde ve fakat denizlerde yasiyor.



La Plata’lar, tum yunuslar icinde en uzun gagaya sahip olan yunuslar. Gagalari, vucud uzunlugunun yaklasik % 15’i buyuklugunde.



Yaklasik 50 kg. agirliga ve 1,6-1,8 m. uzunluga sahipler. Disileri erkeklerinden daha buyuk oluyor. 24 farkli balik turunun yanisira ahtapot, kalamar, karides yiyorlar.

Bir yandan yok ediyoruz, bir yandan korumaya calisiyoruz.

Insanlar rahat birakirsa 20 yil kadar yasiyorlar



Yangtze’nin Tanricasi

Yangtze Nehri Yunusu veya Baiji (Lat. Lipotes vexillifer): “Yangtze’nin Tanricasi” olarak bilinirlerdi. 1950’lerde yaklasik 6,000 tane Yangtze Yunusu oldugu tahmin ediliyordu. Sayilari o kadar hizli azaldi ki 1970’de birkac yuz yunus kalmisti. Sayilari 1980’de 400’e 1997’de ise 13’e dustu. En son 2007 yilinda gorulduler. Soyunun tukendigi dusunuluyor.

Yasama Alanlari

Baiji’ler Asya’nin en uzun, Dunyanin Nil ve Amazon’dan sonra ucuncu buyuk nehri olan Yangtze’de yasama tutunamadilar. Cunku insan denen bencil yaratik bu nehri, daha cok balik, daha cok ulasim, daha cok elektrik, daha cok uretim icin futursuzca kullandi ve bu koca nehirde Baiji’lere yer kalmadi.

Kendisi gitti, kartpostali kaldi yadigar...

Fosil kayitlarindan ilk yunuslarin 25 milyon yil once ortaya ciktigi, Yangtze nehri yunuslarinin ise yaklasik 20 milyon kadar once Buyuk Okyanus’tan Nehre geldigi belirlenmis. 20 milyon yasindaki bir canliyi 50 yilda tuketmeyi basardik.
Aferin sana insanlik !






Harikulade bir denizde, kopekbaligi tehlikesini akliniza getirmeden keyifle yuzuyorsunuz. Peki karsiniza 6 metre boyunda bir timsah cikarsa ne yaparsiniz ?

Bir kopekbaligini ham yaparken

Boyle bir senaryoda yer almak istemiyorsaniz ozellikle Avustralya’nin Kuzeyi’nde denize pek girmemeye calisin !

Uyarilara kulak asmak lazim, gerci biz Turkuz bize birsey olmaz ama...

Tuzlu Su veya Nehir Agzi Timsahi (Lat. Crocodylus porosus): Dunyadaki en buyuk surungenlerdir. Avustralya’nin Kuzeyi’nde, Hindistan’in Dogusu’nda ve Guneydogu Asya’da yasarlar.
Yetiskin bir erkek 1,000 kg. agirliga 5,5 m. uzunluga sahip olabilir. 6 m. uzunluga 1,300 kg. agirliga sahip timsahlar vakayi adiyedendir. 1823’de Filipinler’de 8,2 m., 1840’da Bengal Korfezi’nde 10 m. uzunlugunda timsahlarin yakalandigi kayitlara gecmis (Neredeyse 4 katli bir bina kadar ! )

Biraz guneslenelim !(Tesekkurler NG)

Avustralya’da 100,000-200,000 arasinda olduklari dusunuluyor. Ancak Guneydogu Asya’da sayilari oldukca azalmis, Tayland, Laos, Vietnam gibi bazi yerlerde de soylari tukenmis durumda.

NEDEN ?

Tuzlu su timsahlari kendi bolgelerine giren maymun, kanguru, manda, inek, at, kopekbaligi ve insan dahil herseyi yiyebilirler.

Birader, bolgeme bi' daha gelme demedik mi !

Son Soz:Insanlik, bu dunyadaki her turlu canlinin hayatindan sorumludur. Insan olmak bunu gerektirir. Gelin gorun ki sorumlulugunun bilincinde olan insan gibi insan sayisi cok az. Dunya uzerinde, Dunya’ya insan irkindan daha fazla zarar veren bir canli turu olmadiginin farkinda misiniz !