29 Ekim 2010 Cuma

CUMHURIYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN ...




Cumhuriyetimizin kurucusu buyuk Ataturk'u sevgi, hasret ve minnetle aniyoruz.
29 Ekim 2023'de, cok daha mureffeh, aydin, bagimsiz bir Turkiye Cumhuriyeti'nde yasamak dilegiyle...

28 Ekim 2010 Perşembe

10.000. TIK !



Gunler, aylar gecti blogumuz 10.000. tıkını aldi. Gururluyuz, mutluyuz.
Bizi bugunlere getiren siz sevgili dostlarimiza sozsuz tesekkurler.
10.000. tık nedeniyle siz sevgili dostlarimiz icin yine super bir hediye veriyoruz.

NOT: Sunu uzulerek belirtmeliyim ki, verdigimiz bu hediye ile blogumuzun 2010 senesi hediye butcesini doldurmus (Hatta biraz da asmis) oluyoruz. O nedenle de, eger sene dolmadan 15.000. tıka ulasirsak sansli (Sanssiz !) okurumuza oldukca kofti bir hediye vermek durumunda kalabiliriz.

Blogumuzun siz sevgili izleyicileri arasinda yaptigimiz cekiliste 10.000. tık hediyemizi kazanan talihlimiz Levent U. oldu. Kendisini tebrik ediyoruz. Levent U. bizden bir tekne kazandi. Teknesini onumuzdeki ay icerisinde Seferihisar Teos Marina'da teslim ediyoruz.
Rüzgarı kolayına, pruvası neta olsun !

Levent U.'ya verecegimiz teknenin cizimleri meshur mimar Norman Foster tarafindan yapildi.
Panthalassa isimli tekne 56 metre uzunlugunda ve toplam 6 kabini bulunuyor. Teknemizi 1239 beygir gucundeki iki dizel makina hareket ettiriyor.




















22 Ekim 2010 Cuma

Alpleri Geciyoruz (O bildiklerinizi degil) !



Guney yarimkureye yavas yavas yaz geliyor. Yani bavullari toplayip soyle bir Yeni Zelanda’ya uzanmanin vaktidir !



Yeni Zelanda Dunya’daki guzelliklerin toplamini sunan bir ulke. Guzel kumsallar, fiyordlar, buzullar, yagmur ormanlari,goller, nehirler… Soguk ve sicak cografi bolgelerin bir karmasi.





Bu guzellikleri kesfetmenin en guzel yollarindan biri tren yolculugu. Yeni Zelanda bu konuda takdire sayan bir ulke. Son derece rahat ve modern trenlerle, isterseniz Yeni Zelanda’nin daglarini asabilirsiniz, isterseniz kiyi seridini kesfedebilirsiniz.



Bugunku konumuz Yeni Zelanda’nin Guney Alpleri’ni asan TranzAlpine, Alp Gecisi Treni.
Bu yolculuk her zaman, en guzel tren yolculuklari listesinde yer almakta. Diger buyuk tren yolculuklarina oranla cok daha kisa (224 Km., yaklasik 4,5 saat) olmasina ragmen sundugu manzaralar acisindan bu listede yer almayi sonuna dek haketmekte.



Yolculugumuz Yeni Zelanda’nin Guney Adasi’nda, Christchurch ile Greymouth sehirleri arasinda, yani bir kiyidan digerine yapiliyor.



1987’ye dek klasik bir tren hatti iken, Kiwi’ler buyuk bir ticari deha ornegi gosterip, bu guzeller guzeli rotaya daha modern trenler, daha iyi servis (ve daha yuksek fiyat !) koymuslar. Bu sayede de artik dunyanin en guzel yolculuklarindan biri olmus.



Yolculuk sirasinda 19 tunel ve 4 kopruden geciliyor.




http://www.tranzscenic.co.nz/

20 Ekim 2010 Çarşamba

Bir Katalan Dehası: Gaudi !

Señor Gaudi

Barselona’yi Barselona yapan en onemli iki sey herhalde Barselona Futbol Klubu (Ki kendilerini bir “Futbol klubunden de ote” diye tanimlarlar) ve mimar Antoni Gaudi’dir. Gaudi’siz bir Barselona, Barselona’siz bir Gaudi dusunulemez !

La Sagrada Familia'dan Barselona (Foto: Bendeniz)

Gaudi’nin eserleri adeta masallardan cikmis gibidir. Bir insanin yaraticilikta sinir tanimazliginin en guzel orneklerinden bazilarini Gaudi vermistir.

Casa Milà veya La Pedrera (Tas Ocagi)

Peki Gaudi, Dali, Miro, Tapies gibi dehalari bagrindan cikartan Katalanlardaki bu yaraticilik geni nereden geliyor, o da ayri bir merak konusu.

Casa Milà'nın Bacaları !

Biraz ansiklopedik (Vikipedik !) bilgi:
Antoni Gaudí, İspanya’da Art Nouveau akımının öncüsü olan ünlü Katalan mimardır. Barselona’nın en ünlü mimari eserlerinin yaratıcısıdır.

Casa Milà'nın Catisinda bir Akdeniz Guzeli

25 Haziran 1852’de Katalonya’nın Reus kentinde doğmuştur. Bir bakır ustasının oğludur. 1869’da başladığı mimari eğitimi, askerlik hizmeti ve çeşitli nedenlerle sekiz yıl sürmüştür.

Güell Parkı'nin masalsi girisi

1878’de eğitimini tamamladığı Barselona kenti, tüm sanatsal etkinliklerinin merkezi olmuş ve kişiliğinin gelişiminde büyük yer tutmuştur.

Güell Parkı'nda dunyanin en uzun banklari

O dönem, Barselona’da özellikle tekstil endüstrisinin gelişmesiyle orta sınıfın güçlendiği, zenginliğin ve şehirsel gelişimin arttığı bir dönemdi.

Güell Parkı'nin girisindeki kurbaga/semender/ejderha

Gaudí, Fransız mimar Eugene Viollet-le-Duc ve “süsleme, mimarinin kaynağıdır” diyen İngiliz düşünür John Ruskin’in fikirlerinden etkilenmiştir. Zamanla 19. yüzyılın baskın tarihi stillerinin ötesine geçerek, kendi sınıflandırılması güç estetiğini yaratmıştır.

La Sagrada Familia (Kutsal Aile) Katedrali, etrafinda vinc olmayan ender goruntulerinden.

İlk önemli eseri, Vicens ailesi için 1883-1888 tarihleri arasında yaptığı Barselona’daki Casa Vicens adlı yazlık ev idi. Daha sonra Eusebi Güell adlı sanayici ile güçlü bir ilişki kurarak bu aile için yaptığı eserlerle Barselona’da prestij edinmiştir. Bu eserler, Güell Pavilyonu, Güell Sarayı, Güell Mahzeni, Colonia Güell Türbesi ve Güell Parkı’dır.

Katedralin kulelerinden ikisi

Diğer önemli eserleri arasında Teresano Koleji, kendisine yılın binası ödülünü kazandıran Celvet Evi, Bellesgurad Villası, Battlo Evi ve La Pedrera (Tas Ocagi !) adıyla bilinen Casa Milà bulunur.

Kulelerden ayrinti

En ünlü eseri ise hayatını adadığı, yapımı halen süren (Ve de sanki bir yuzyil daha devam edecekmis gibi gorunen) La Sagrada Familia katedralidir.

Harikulade Casa Battlo, Battlo Evi

Gaudí, 1882’de Francesc de Paula Villar y Lozano tarafından yapımına başlanan bu kiliseyi tamamlama işini 1883’de üzerine aldı.Gittikçe daha fazla zamanını bu esere ayıran Gaudí, 1908’de başka proje almayı bıraktı ve 1926’daki ölümüne kadar sadece La Sagrada Familia ile uğraştı.

Casa Battlo'nun Catısı

Gaudi, tüm mimari bilgisini karmaşık semboller sistemi ve inancın gizemlerine ilişkin görsel açıklamalarla birleştirerek bir 20. yüzyıl katedrali yaratmayı arzuluyordu.

Casa Battlo'nun inanilmaz Balkonlari

Sadece tüm enerjisini esere ayırmakla kalmadı, stüdyosunu da inşaata taşıdı. 7 Temmuz 1926'da, 74 yaşında bir tramvayin çarpması sonucu, projesini tamamlayamadan öldü ve La Sagrada Familia'ya gömüldü.
Katalunya seninle ne kadar gurur duysa az. Toprağın bol olsun…

Palau Guell yani Guell Sarayi'nin Bacalari !

15 Ekim 2010 Cuma

7 Samuray



16. yüzyıl Japonya'sında düzenli bir şekilde silahlı haydutlar olan "Nobushi"nin (Eşkıya samuray) saldırısına uğrayan ve ürünleri yağmalanan fakir bir köyün ahalisi bir "Rōnin"den (Efendisiz samuray) yardım ister. O da kendisi gibi işsiz olan 6 samuray ile birlikte silah bile satın alamayacak kadar fakir olan bu köylülere karın tokluğuna kendilerini savunmasını öğretir ve hep birlikte haydutlarla kıyasıya bir savaşa girerler.

Üç saati aşan bu uzun siyah beyaz dönem filmi (Özgün adı Shichinin no Samurai) Dünya sinemasının en önemli filmlerinden biri olarak kabul edilmekte, aynı zamanda yönetmen Akira Kurosawa'nın uzun yönetmenlik kariyerinin de zirvesini oluşturmaktadir.

Koreografisi ustalıkla düzenlenmiş savaş sahneleri, seyircinin kendisi ile özdeşleştirebileceği kadar iyi ve derinlemesine işlenmiş karakterler, aksiyonla harmanlanmış mizah ve o dönemin ruhunun iyi yansıtılmış olması filmi klasikler arasına sokmuştur.

1954 yilinda cekilen film, sanat yönetimi, dekor ve kostüm dallarında 2 Oscar ödülüne, en iyi film ve en iyi erkek oyuncu dallarında da BAFTA ödüllerine aday gösterilmis, Venedik Film Festivali'nde Gümüş Aslan ödülü ile ödüllendirilmiştir.

13 Ekim 2010 Çarşamba

Indian !

Nedense motorsikletlerin oldugu yerde boyle yari giyinik (Yari ciplak !?) hanimefendiler de hep olagelmislerdir !

Bugun biraz motorlardan bahsedelim, konumuz Indian Motorsikletleri.



Amerika’nin ilk motorsiklet markasi olan Indian, ikisi de eski bisiklet yariscisi olan George M. Hendee ve Carl Oscar Hedström 1901’de yaratilmis. Marka 1953 yilina kadar Springfield, Massachusetts'te uretilmis.

Scout 600

Ilk kuruldugundan beri hizli motorlar uretmisler. Hatta 1903 yilinda dunya motorsiklet hiz rekorunu da kirmislar (Saatte 90 km. !)



1910’larda dunyanin en buyuk motorsiklet ureticisi olan marka, Amerika’daki motor yarislarinin, o yillardaki degismez galibi durumundaymis.



Firma’nin sohretli surucusu Erwin "Cannonball" Baker,1914’de San Diego’dan New York’a 11 gun, 12 saat, 10 dakikada giderek onemli bir rekora da imza atmis.

1930'larin Chief'i

Markanin en cok tutulan modelleri 1920’den 46’ya dek uretilen Scout ve 1922’den 53’e dek uretilen Chief modelleri olmus.

Ordu'nun kullandigi 841

Indian Motorlari I. ve II. Dunya Savasi’nda orduda, 1920 ve 30’larda ise polis gucunde kullanilmis.

Aynasizlar da Indian'i cok sevmis !

1940’li yillarda Indian, en buyuk rakibi olan Harley-Davidson kadar motor satmayi basarmis.



O yillarda Sirket, motorsikletin yanisira ucak motorlari, bisiklet, tekne motorlari ve hatta klima bile uretmis.



1953 yilinda iflas eden sirket, daha sonraki yillarda bircok kez el degistirmis ancak dikis tutturamamis.



Nihayet 2006 yilinda birkac Indian tutkunu yatirimci markayi satin alarak (Bu sefer gercekten) hayata dondurmusler. O zamandan beri bu guzel motorlar yeniden uretiliyor !

11 Ekim 2010 Pazartesi

Moskova’nın Taçları

Bazi binalar vardir, hakim partinin, rejimin, liderin gucunu gostermek icin abartili bir gorkem ve buyuklukte yapilirlar. Bugunku konumuz, o abartili buyukluk ve gorkeme en guzel orneklerden bazilari, Stalin donemi Moskovasi’nda yapilan yedi gokdelen.

Yoldas Stalin, Sovyetleri olusturan halklarla birlikte. Sol tarafta ise yedi gokdelenden birisi var

Sovyetlerin gucunu dunyaya gostermek icin yapildigina inanilan bu binalar icin rivayet muhtelif ! Ornegin Stalin’in Astroloji’ye oldukca merakli oldugu, Moskova’yi Burçlar Kuşağı’na gore yeniden planladigi, Moskova Metrosu’nun 12 ana istasyonunun burclari, 9 gokdelenin (Sadece 7'si yapilmis) ise gezegenleri temsil ettigi soylenegelmis.

Gokdelenlerin yerleri

13 Ocak 1947’de, Moskova’nin kurulusunun 800. yildonumunde, Stalin tarafindan yayinlalanan bir kararnameyle, Moskova’ya 9 gokdelen yapilacagi aciklanmis. Binalarin yapimina ayni gun baslanmis. Neredeyse tamami, o zamanki Moskova’yi saran Sadovoye (Bahce) Cevre Yolu’nun etrafina yapilmis. Binalarin tepesine, Stalin’in 1950’de yayinlanan emriyle, yildizlardan olusan birer tac kondurulmus. Bu nedenle de Moskovalilar bu binalara “Moskova’nin Taclari” diyorlarmis.

Iyi bir yurttas Votka'ya "Hayir" der !

Bu gokdelenlerin konut olarak insa edilenlerinde, yanlizca “En cok hakeden” yoldaslar (Yani cogunlukla Parti ve Ordu’nun ileri gelenleri) oturuyorlarmis.

Kisaca taniyalim:

Moskova Devlet Universitesi Rektorluk Binasi



Partinin o donemdeki yukselen yildizi Mimar Lev Rudnev tarafindan yapilmis. Bu buyuk projeyi tamamladiktan sonraki projesi, o kadar da gorkemli olmamis: Gulag Takimadalari Calisma Kampi !



Orta kisimda yer alan ana binanin insasinda 40.000 ton celik kullanilmis. En uzun boylu kizkardes, 240 metrelik boyuyla, tamamlandigi 1953’den 1990 yilina dek Avrupa’nin en yuksek binasi olmus. Kayitlarda hala, dunyanin en yuksek egitim binasi olarak geciyor.


Ukrayna Oteli



Celik iskeletli binalar konusunda Sovyetler’in onde gelen uzmanlari olan Arkady Mordvinov ve Vyacheslav Oltarzhevsky tarafindan projelendirilen Ukrayna Oteli, 198 metrelik boyuyla ikinci en uzun boylu kizkardesti. Ayrica, acilisindan 1975 tarihine dek de dunyanin en yuksek oteliydi.



2010 Nisani’nda, 3 yillik bir yenileme doneminden sonra yeniden acilan otel artik, Radisson Royal Otel Moskova adiyla hizmet veriyor.
Otelin en dikkat cekici yonlerinden biri sahip oldugu 1.200 parcalik resim koleksiyonu.

Disisleri Bakanligi

1948 ile 53 yillari arasinda yapilan bina gunumuzde Rusya Federasyonu Disisleri ve Ticaret Bakanligi tarafindan kullaniliyor.



172 metre boyundaki binanin, Neo-Gotik tarzda insa edilen New York Sehir Hastanesi’nden esinlendigi soyleniyor !


Hotel Leningradskaya



136 metrelik boyuyla, diger kardeslerine gore biraz daha guduk (!) kalan bu bina, Leonid Polyakov tarafindan Komsomolskaya Meydani’nda insa edilmis.



Uzun ve pahali bir yenileme doneminden sonra, 2008 yilinda, Hilton Moscow Leningradskaya olarak yeniden hizmet vermeye baslamis.


Kotelnicheskaya Rihtimi Binasi



176 metrelik boyuyla Kotelnicheskaya Rihtimi Binasi, Moskova ve Yauza Nehirlerinin kesistigi noktada, Sovyet crème de la crème’i icin konut olarak insa edilmis.



Ancak tamamlanmasindan cok kisa bir sure sonra karar degismis ve siradan yoldaslar icin bir sosyal konuta donusturulmus.

Kudrinskaya Square Building

Mikhail Posokhin ve Ashot Mndoyants tarafindan dizayn edilen 160 metre yuksekligindeki bina, Krasnaya Presnya Caddesi’nin sonunda, Sadovoye Koltso’ya (Cevre yolu) bakacak sekildeinsa edilmis.



Bina, Sovyetlerin onde gelen sanatcilari icin konut olarak kullanilmis.




Kizil Kapi Idari Binasi

Bina Alexey Dushkin tarafindan Kizil Kapi Meydani’na nazir bir sekilde dizayn edilmis. Sovyet Agir Sanayi (Erbakan’in kulaklari cinlasin) Bakanligi icin yapilan 11katli iki binanin ortasinda 133 metre yuksekliginde zarif bir kule bulunuyor.



Binanin icinden Krasniye Vorota Metro Istasyonu’na inen asansorler bulunuyor.