27 Mayıs 2010 Perşembe

Ben Mehmet Siyah Kalem, Cinlerin ve Insanlarin Ustasi !


Danseden Iblisler

Benim Mehmet Usta'yla tanismam Yapi Kredi Yayinlari’nin cikardigi bir album sayesinde olmustu. Album'u hala arada sirada elime alir resimlerin guzellikleri karsisinda, sanki ilk defa goruyormuscasina sasar kalirim.


Avcilar

Mehmet Siyah Kalem'in yaşamı ve kimliği bilinmiyor. Tarih kaynaklarından hiçbiri ondan sözetmiyor. Gerçek adı bile belli değil. Kimi resimlerin üstüne "Kâr-ı Üstad Muhammed Siyah Kalem" (Üstad Mehmet Siyah Kalem'in işi) yazılmış. Doğu'da sanatçının kendisini "üstad" diye tanımlaması olağan değildir. Ayrıca bu adın, sanatçının kendi eliyle, resimlerin belli bir köşesine attığı bir imzadan çok, gelişi güzel şuraya buraya, hatta kimi zaman resimlerine ters düşecek biçimde çiziştirilmiş olması, bu yazının, resimlerin kaydı yapılırken sonradan eklenmiş olduğu düşündürüyor.
Topkapı Sarayı’nda bulunan eserlerin Yavuz Sultan Selim zamanında getirildiği varsayiliyor.



Savasci ve Ati

Mehmed Siyah Kalem minyatürleri zamanın belirsiz derinliğinde Asya kültür ortamında yaşamış insanların gündelik hayatını yansıtmakta. Göçerler, sıradan insanlar, dervişler, Budistler, şamanlar, Hristiyan keşişler ve doğaüstü varlıkların oluşturduğu sürekli hareket halindeki toplumsal sahne söz konusu.


Sohbet


Gocebe Kampi

Siyah Kalem’in sanatının eşsizliği sadece insan ve gündelik hayatı dışında doğaüstü yaratıkları betimlemesinde de yatar. Siyah Kalem’in iblisleri yer ile gök arasında saltanat süren, insan varlığının karşı kıyısını temsil ederler ve iyi ile kötüyü birbirinden ayıran gerçeklik dengesinin Siyah Kalem minyatürlerindeki ağırlık noktasını oluştururlar.


Hayvan Eskizleri

Eserlerin muhtesemligi ortada, ustanin kimligi belirsiz, yasadigi zamanin egzotizmine diyecek yok. Yani olaganustu bir film icin tum bilesenler saglanmis durumda. Turkiye haric dunyanin neresinde olursaniz olun defalarca kitabi yazilmis, filmi cekilmis olurdu. Turk dunyasi eger ortak bir film yapmak isterse, bundan guzel bir konu bulamaz. Yonetmenini de ben soyleyeyim: Ezel Akay !

1 yorum:

Uğraşı dedi ki...

Vikipedi nin Mehmet Karakalem üzerine olan sayfasına bakın, İngilizce hiç bir açıklama yok iken, Rusça açıklamada açıkça şöyle yazıyor: Mehmet Karakelem bir Fars ressamınıdır'' Bilgilerin tümü onun bir Fars olduğu gibi bir yalan üzerine kurulu. Bizler tarihimize sahip çıkmadığımız sürece birileri bizim kültürümüzü İranlılara, Araplara, Çinlilere mal etmeyi sürdürecek. Bizim çok entel Türk Yazarlarımız bile neredeyse bu ressamın Türklükle ilgili olmadığını söyleyecek. Bakınız; ben Türk mitolojisi ve tarihi üzerine yıllardır ilgili amatör bir araştırmacıyım. Bu resimlerde anlatılan öyküler bir Farsın görüp çizeceği şeyler değillerdir. Derin Türk Mitolojisinden eğır etkiler içermektedir. ''Av'' sahnesindeki atların kuyruklarına bakınız; Kuyruk bağlama geleneği dünya üzerinde yalnızca Türk kavimlerine has bir özelliktir ve Hunlardan beri kullanıldığı bilinir. Bu resimde sizlere sayabileceğim bu türlü onlarca önemli ''öz Türk'' simgeleri var. Uygurlardan beridir Türklerin resim sanatında özellikle Maniheizm sayesinde çağ atladığı da bilinir (Ms 7-8 yy). Bu resimler için öngörülen yapılış tarihi ise bu çağ atlama devrinden yüzyıllar sonrası.(Yavuz dönemi) Diğer deyişle bu resimler bir Türk resim alt kültürünün parçası, hatta bir kaç adım öteye götürülmüşü.
İşte bu gibi özel noktaları bilmeyen ve batılı gözüyle analiz yapan sözde entellerimiz; her çekik gözlüyü çinli, Her süslü vazoyu İrani olarak görmeyi sürdüreceklerdi. Çok Yaşasın Türk Karakalem!