
Barselona’yi Barselona yapan en onemli iki sey herhalde Barselona Futbol Klubu (Ki kendilerini bir “Futbol klubunden de ote” diye tanimlarlar) ve mimar Antoni Gaudi’dir. Gaudi’siz bir Barselona, Barselona’siz bir Gaudi dusunulemez !

Gaudi’nin eserleri adeta masallardan cikmis gibidir. Bir insanin yaraticilikta sinir tanimazliginin en guzel orneklerinden bazilarini Gaudi vermistir.

Peki Gaudi, Dali, Miro, Tapies gibi dehalari bagrindan cikartan Katalanlardaki bu yaraticilik geni nereden geliyor, o da ayri bir merak konusu.

Biraz ansiklopedik (Vikipedik !) bilgi:
Antoni Gaudí, İspanya’da Art Nouveau akımının öncüsü olan ünlü Katalan mimardır. Barselona’nın en ünlü mimari eserlerinin yaratıcısıdır.
25 Haziran 1852’de Katalonya’nın Reus kentinde doğmuştur. Bir bakır ustasının oğludur. 1869’da başladığı mimari eğitimi, askerlik hizmeti ve çeşitli nedenlerle sekiz yıl sürmüştür.

1878’de eğitimini tamamladığı Barselona kenti, tüm sanatsal etkinliklerinin merkezi olmuş ve kişiliğinin gelişiminde büyük yer tutmuştur.

O dönem, Barselona’da özellikle tekstil endüstrisinin gelişmesiyle orta sınıfın güçlendiği, zenginliğin ve şehirsel gelişimin arttığı bir dönemdi.

Gaudí, Fransız mimar Eugene Viollet-le-Duc ve “süsleme, mimarinin kaynağıdır” diyen İngiliz düşünür John Ruskin’in fikirlerinden etkilenmiştir. Zamanla 19. yüzyılın baskın tarihi stillerinin ötesine geçerek, kendi sınıflandırılması güç estetiğini yaratmıştır.

İlk önemli eseri, Vicens ailesi için 1883-1888 tarihleri arasında yaptığı Barselona’daki Casa Vicens adlı yazlık ev idi. Daha sonra Eusebi Güell adlı sanayici ile güçlü bir ilişki kurarak bu aile için yaptığı eserlerle Barselona’da prestij edinmiştir. Bu eserler, Güell Pavilyonu, Güell Sarayı, Güell Mahzeni, Colonia Güell Türbesi ve Güell Parkı’dır.
Diğer önemli eserleri arasında Teresano Koleji, kendisine yılın binası ödülünü kazandıran Celvet Evi, Bellesgurad Villası, Battlo Evi ve La Pedrera (Tas Ocagi !) adıyla bilinen Casa Milà bulunur.

En ünlü eseri ise hayatını adadığı, yapımı halen süren (Ve de sanki bir yuzyil daha devam edecekmis gibi gorunen) La Sagrada Familia katedralidir.

Gaudí, 1882’de Francesc de Paula Villar y Lozano tarafından yapımına başlanan bu kiliseyi tamamlama işini 1883’de üzerine aldı.Gittikçe daha fazla zamanını bu esere ayıran Gaudí, 1908’de başka proje almayı bıraktı ve 1926’daki ölümüne kadar sadece La Sagrada Familia ile uğraştı.

Gaudi, tüm mimari bilgisini karmaşık semboller sistemi ve inancın gizemlerine ilişkin görsel açıklamalarla birleştirerek bir 20. yüzyıl katedrali yaratmayı arzuluyordu.

Sadece tüm enerjisini esere ayırmakla kalmadı, stüdyosunu da inşaata taşıdı. 7 Temmuz 1926'da, 74 yaşında bir tramvayin çarpması sonucu, projesini tamamlayamadan öldü ve La Sagrada Familia'ya gömüldü.
Katalunya seninle ne kadar gurur duysa az. Toprağın bol olsun…

2 yorum:
Gaudi yaratıcı olduğu kadar yakışıklı da. Eserleri birer masaldan fırlamış gibi. Bu arada fotograflar da çok hoş.
aahhh, barca barca, al bizi avucuna...
Yorum Gönder